10 günde 2,5 milyon izleyici tarafından izlenen ve Türk sinema tarihinin izleyici rekorunu kırması beklenen son Cem Yılmaz filmi AROG, 2004 tarihli Fransız filmi Rrrrrr’dan birebir kopyalanmakla suçlanıyor. Yılmaz ise iddiaları üzücü bulduğunu belirtiyor. NTV’ye konuşan Cem Yılmaz “Telif ve hak-hukuk gerektiren konularda bu kadar bodoslama konuşulması üzücü. Mesela bir Fransız filminin hakkını ararken benimkini gaspetmek de biraz eğlenceli geliyor bana...Bunun da tadını kaçırdılar doğrusu. Bu tecrübeler beni daha ileri itti. Daha da dikkatli olmaya değil, belki de daha acımasız olmaya...” diyor. Sinema eleştirmenleri de AROG’un çalıntı olduğu iddialarını saçma buluyor. Eleştirmenlere göre filmin söz konusu Fransız filmiyle sadece iki benzerliği var: İkisi de taş devrinde geçiyor ve ikisi de absürt komedi...
İNSANLARIN YETENEĞİNE HAKARET
Ben senaryoyu yazarken, zaten tanınmış, daha önce bir başka macerası izlenmiş bir karakterin bir başka macerasını da yazmak istedim ve benim amacım buydu. Bunu gerçekleştirdim ve yazarken de başka bir filmden faydalanmak gibi bir şey gözetmedim. Benim yarattığım karakterlerin aralarında geçen bir macera bu diyaloglar... Sinemanın, senaryonun, öykünün kuralları neyse, bunlara azami uymaya çalışarak kendi yeteneklerim ölçüsünde bu özgün senaryoyu yazdım. İnsanların filmlerinin birbirine benzetmesi olağandır. Ama bu kertede değil. Yani bu noktada değil çünkü bu nokta esinlenmiş, araklamış, çalmış ifadeleriyle kendi toplumunda mizah üreten insanların da yeteneğine hakaret eden bir şeye dönüşüyor.
BUNUN BİR ŞAKA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Ümidimiz bunun bir şaka olduğu yönünde devam ediyor. Sonra sular duruluyor yani çünkü aklın yolu bir. Bu kadar tartışmaya açık bir konu olmadığı için netleşiyor biraz galiba. Geniş kitleye hitap etmekle ilgili bir şans diyelim buna. Geleneğe dönüşmesini istemiyorum, inşallah son bulur. ‘Bir daha film yapacak mıyım’, elbette yapacağım, ‘O zaman yeni yeni maceralara açık olmak lazım’ diye düşünüyorum. ‘Her şerde bir hayır vardır’ gibi mistik bir kabuk bağlıyorum. Her geçen filmde kuralın bu olduğunu düşünmüyorum.
KÖTÜ NİYETLİ SEYİRCİ EKARTE OLACAK
Bu birazcık sinema kültürün de fazla olmamasıyla ilgili. Neyin neye işaret ettiğine çok dikkat etmemek gibi. Bu tecrübeler beni daha ileri itti. Daha da dikkatli olmaya değil, belki de daha acımasız olmaya... Yani kötü niyetli seyirciyi gerçekten bu sefer daha fazla şaşırtarak onu ambale etmeye ve onu bir şekilde ekarte etmeye yönelik. Seyirciye yüksekten bakmak gibi bir niyetim yok hiçbir zaman ama bir gayretin ya da sanat eseri oluştururken ki yapılan işin muhteviyatınla ilgili hiç haberdar olmayınca insanlar böyle konuşabiliyor.